AĞIZ İÇİNDE DİL GİBİ - ACI DUMAN / MEHMET ERKAN

Giriş
Osman Şahin yerel olanı anlatarak evrensel olmuş yazarlar arasında gösterilir pek çok edebî değerlendirmede. Bu tanımın ardından da örnekler, kıyaslamalar gelir, “Tıpkı Yaşar Kemal gibi, tıpkı Nazım Hikmet gibi” denir.
Yerel olandan kasıt yalnızca anlatılanlarsa, evet, yerel olanı işler Osman Şahin. Fakat tema, duygu anlatılanın içinde tüm evrenselliğiyle gizlidir. Yani, Bermanili Pironun yaşadığı herkesin sıkıntısıyken Zalha’nın acısı tüm kadınların acısıdır.
Kişi okuduklarının ırmağında yüzerken, taşlar kişinin içindeki duygulara çarpar. Osman Şahin de o taşları en doğru yerlere koyan yazarlardan biridir.

Kitabın Konusu
Osman Şahin, 1940’ta Mersin’in bir Toros köyü olan Arslanköy’de doğar. Çocukluğu Toroslar’da yoksulluk içinde geçer. Eserlerinde de Güneydoğu, Doğu, Çukurova ve Toros insanının yaşadığı yoksulluğu yoğun olarak işler.
Ağız İçinde Dil Gibi Osman Şahin’in 1980 yılında yayınladığı üçüncü kitabı. Acı Duman ise 1983 yılında dördüncü öykü kitabı olarak yayımlanır. 1980 ve 1983’te Cem Yayınları tarafından yayımlanan kitaplar, Can Yayınları tarafından tek kitap olarak Aralık 2007’de yeniden basılır.
İki öykü kitabı da yazarın daha önce yayımlanan ilk kitabı Kırmızı Yel ve diğer kitabı Acenta Mirza’nın izdüşümü niteliğindedir. Öykülerde karakterler ve mekânlar birbirine benzerken konular farklılıklar göstermektedir. Osman Şahin’i okurken hep benzer insanların yaşadıklarını okuyormuş gibi hissedersiniz, fakat her öyküde yaşananlar ve hissedilenler öyle birbirinden ayrı ve öyle yoğundur ki.
Ağız İçinde Dil Gibi-Acı Duman, Kırmızı Yel ve Acenta Mirza’nın izdüşümüdür desek de, en azından ben bu kitaptaki öyküleri okurken yazarın daha önceki kitapları kadar zevk almadım. Hatta bazı öyküleri gereksiz uzun bulduğum da oldu. Bunda belki de daha öncesinde Kırmızı Yel’i okumam etkili oldu. Sonuçta bir yazarın ilk kitabını okuduğunuzda sıfır beklenti ile çıkarsınız yola. Eğer ilk kitabını çok beğendiyseniz, daha sonrakilerden beklentiniz yüksek olur.
Kitap ile ilgili bir eleştiri de kitabın ismine getirilebilir. Açıkçası, “Ağız İçinde Dil Gibi” ve “Acı Duman” başlıklı öyküleri aslında kitaba ismini verecek güçte değil. Açıkçası öyküleri okuduktan sonra “Acaba bu öykü kitaplarına başka isimler verilemez miydi?” diye çok düşündüm. Fakat sonuçta burada yazarın tercihine saygı duymak durumundayız. Bazı öyküler vardır ki okuyucuda iz bırakmazken yazarı için derin anlamlar ifade eder. Belki de yazarının yaşadığı bu duygu yoğunluğudur, öyküyü iz bırakmaz kılan.
Ağız İçinde Dil Gibi-Acı Duman’da bana göre konu bakımından en etkileyici olan öyküler: “Ağzıkörler”, “Tomruk” ve “Ustahmet Çeliği”. Özellikle “Ustahmet Çeliği”nde İncirlik Üssü’nden havalanan bir Amerikan Savaş uçağının, Karagediği’ne düşmesi ve o sağlam çeliğin karasabana dönüşmesi öyküsü, gerçekten usta bir üslubun ve ince bir hissedişin eseri.
Ben bir kitabı bitirdiğimde, kitabın kapağını kapar ve aklımda kalan sahneleri bir bir gözlerim önünden geçiririm. Ağız İçinde Dil Gibi-Acı Duman’ı bitirdikten sonra ise aklımda en çok kalan sahne; “Tomruk” başlıklı öyküsünün sonunda kesilip kopan halatların üstünden yüzlerce tomruğun sel hızında boşanması ve Akdeniz’e karışması oldu. 
“Ağzıkörler”de anne ve çocuğun yorucu yolculuğunun sonundaki final de gerçekten vurucuydu.
İnsan bu sahneleri okuduğunda, yani yaşadığında, gerçekten içinde hayatının geri kalanını öyküler dünyasında geçirme, bu dünyaya hiç dönmeme isteği kuvvetli bir şekilde uyanıyor.

Anlatım Tekniği, Dil ve Kurgu
Osman Şahin’in öykülerindeki ilk cümleler beni hep etkilemiştir. Soyut ifadeler yerine somut bir örnek üzerinden yola çıkalım.
Örneğin “Irgat Erleri” başlıklı öyküsüne “Her yıl gelirlerdi” cümlesi ile başlar yazar. Yalnızca bir cümle olarak okuduğunuzda pek bir anlamı yok. Fakat bir öykünün ilk cümlesi olarak okuduğunuzda öyle derin anlamlar ve hisler uyandırıyor ki… Yazar âdeta okura şöyle diyor: “Sen ve ben iki iyi arkadaşız; sana, şimdi ikimizin de bildiği bir öykü anlatacağım”.
“Namus Eri” başlıklı öyküsüne ise şöyle başlar yazar: “Helof’un ıssız dağ köylerinden Bermanili Piro, bir sağılır inekle dört keçi vererek aldığı karısı Zalha’yı beş ay sonra boşadı”. Daha ilk cümlede yerel isimler, “sağılır inek” nevinden tercihler ve “Neden boşadı?” düşüncesi zihninizi zorlar. Bu da beraberinde öyküye dikkati ve okuyucuyu bağlamayı getirir.
Osman Şahin daha ilk cümleden, olayların zaten ortasında başlayan öykünün içine çeker okuru. Dil sade, cümleler akıcıdır.
Kelime haznesi açısından baktığımızdan, belki bu noktada bir eleştiri getirilebilir. Osman Şahin; öykülerinde, Güneydoğu’ya özgü kelimeler ve yerel kullanımlar dışında, iyi okurların kelime haznesine yeni kelimeler çok katmaz. (En azından benim kelime defterimde bu öykülerden eklenen kelime sayısı çok az.)
Osman Şahin’in öykülerinde, kurgu gücü sayesinde finali ve karakterlerin gerçekten neler düşündüklerini hissetmek zordur. Hissedilenler genelde şaşırtıcıyken finaller buruktur.
Ağız İçinde Dil Gibi-Acı Duman’da, “Kırmızı Yel” ve “Acenta Mirza”da olduğu gibi acı ile mizah bir aradadır. Öyküleri okurken üst satırda güldüğünüz bir olaya, alt satırda üzülebilirsiniz. Bana göre Osman Şahin’in çok sevilmesinin altında yatan en önemli sebeplerden biri de bu. Yine somut bir örnek verecek olursak; “Gömlek” öyküsünün başında Eno ve kardeşleri huysuz, asi ve tehlikeli olarak anlatılır. Öyledir de. Fakat ağanın gömleğini giyince sünnet çocuğu görüntüsünde, komik bir Eno çıkar karşımıza. Ya da aynı öyküde Pulan ağası Behram Ağa’nın gücü ve komik davranışları okuru gelgitler içinde bırakır.

Öykülerden Film Senaryolarına
Bugün Osman Şahin dediğimizde pek çoğumuz bu ismi bilmez, fakat Kibar Feyzo, Züğürt Ağa ya da Kurbağalar dediğimizde bu filmleri hemen hemen hepimiz biliriz. Osman Şahin’in çoğunu kendisinin senaryolaştırdığı 22 öyküsü vardır. Sinemaya uyarlanan bu öyküler yurt içinde ve yurt dışında 24 ödüle layık görülmüştür.
Ağzı İçinde Dil Gibi-Acı Duman kitabında “Namus Eri” başlıklı öyküsü Kibar Feyzo’yu çağrıştırır, fakat Kibar Feyzo’nun asıl çıkış öyküsü Kırmızı Yel adlı kitabındadır. Başta “Kırmızı Yel” başlıklı öyküsü olmak üzere pek çok Osman Şahin öyküsünde daha önceden filmini seyrettiğiniz karakterlerle karşılaşabilirsiniz.
Ama sonuçta karşılaşmak tesadüfidir; siz, en iyisi Osman Şahin öykülerini bir an önce kendi isteğinizle okuyun.
Sevgilerimle.

Ağız İçinde Dil Gibi-Acı Duman
Osman Şahin
Can Yayınları 

0 yorum:

Yorum Gönder