KAZANAN YALNIZDIR / DUYGU CERİTOĞLU

18 Ağustos 2010 günü alıp bir türlü okumayı sürdüremediğim Paulo Coelho’nun Kazanan Yalnızdır kitabını, 2011’in Ocak ayında tekrar okumaya karar verdim ve bir çırpıda okudum. Kitap, o kadar sürükleyiciydi ki elimden bırakmak istemedim. Sanırım kitaplar, kendilerini okumamız için hazır olmamızı sabırla bekliyorlar. Hazır olduğumuzda da kitabı elimizden bırakamıyoruz ve kitap da okunuyor olmanın tadını çıkarıyor.

Paulo Coelho, Brezilyalı bir yazar. Kendini tümüyle edebiyata vermeden önce tiyatro yönetmenliği, oyunculuk, şarkı sözü yazarlığı ve gazetecilik yapmış. 1986 yılındaki ilk romanı Hac’ın ardından 1987’de yayımlanan Simyacı ile dünya çapında üne kavuşmuş ve 30 milyon satmış. Birleşmiş Milletler Barış Elçisi ve Brezilya Edebiyat Akademisi üyesi olan Paulo Coelho’nun son kitabı Kazanan Yalnızdır.

Paulo Coelho’nun kendi öndeyişine göre; kitaplarındaki değişmeyen temalardan biri de hayallerinin peşinden koşmanın bedelini ödemenin önemi olmuştur. Ama hayaller nereye kadar yönlendirilebilir? Son birkaç on yıldır, ün, para ve güce ayrıcalık tanıyan bir kültürde yaşıyoruz. Birçoğumuz, perde arkasındaki gerçek yönlendiricilerin adı sanı belirsiz kaldığının ayırdına varmaksızın, izlenmeye değer biricik değerlerin bunlar olduğuna inandırıldı. Bu yönlendiriciler, etkili gücün, etkisini kimse fark etmeden gösteren güç olduğunu çok iyi biliyorlar ve tuzağa düştüğümüzde artık çok geç oluyor. Bu kitap, bu tuzak hakkında...

Kazanan Yalnızdır’da dört ana karakter var. Bu dört ana karakterden üçü, hayallerinin yönlendirilmesine izin veriyor.

Rus milyoner İgor: İnsanın acılarını hafifletmek ve sevdiği kadını geri almak gibi iyi bir nedenle yapılmışsa, öldürmenin kabul edilebilir olduğuna inanıyor.

Moda kralı Hamid: Büyük bir iyi niyetle yola çıkmasına karşın, sonunda kendini kullanmaya çalıştığı sistemin kollarında buluyor.

Gabriela: Günümüzde pek çok insan gibi, ünün kendi başına bir amaç ve şöhreti, elde edilebilecek en üstün başarı olarak gören bir dünyanın en büyük ödül olduğuna inanıyor.

Ewa: Rus milyoner İgor’un eski karısı. Zamanında kocasının yardımı ile Moskova’nın en gözde dükkânlarının bulunduğu yerde, en başarılı “haute couture” mağazasına sahipken İgor’dan ayrılıyor ve Paris’te yaşamaya başlıyor.

Roman, Fransa’da Cannes şehrinde Cannes Film Festivali sırasında geçiyor. İgor, kendi benliği ile yüzleşirken eski karısı Ewa’ya kendi belirlediği tarzda mesajlar gönderiyor; bu mesajlar bir insanın hayatına mal olsa bile. Diğer yandan Gabriela, bu büyülü dünyaya girmek için elinden geleni yapıyor, festival sırasında çıkacak olan iş fırsatlarını değerlendirmek için Amerika’dan Fransa’ya geliyor. Moda kralı Hamid, Cannes Festivali sırasında düzenleyeceği defile ve yeni yatırımları için Cannes’da bulunuyor.

Bu sürükleyici, kıssadan hisseler çıkaracağımız hikâyeleri olan ve içinde bizden de hikâyeler bulacağınız (Nasreddin Hoca gibi), insanın kendini ispatlama çabasını anlatan romanda, bakalım İgor, Hamid, Gabriela ve Ewa’nın yolları nasıl kesişiyor?

Paulo Coelho’nun dediği gibi bu kitap bir serüven romanı değil, bugün nerede olduğumuzun yalın bir portresidir.


Kazanan Yalnızdır
Paulo Coelho
Can Yayınları

0 yorum:

Yorum Gönder